10 Haziran 2009

Sen Soktun, Sen Çıkar

şu an sıkıntıdan patlamak üzereyim. saat 12:00den beri, ofisteyim, güya çalışmak için geldim, geldik. sanat grubu, kostüm grubu, reji grubu, saç makyaj hep beraber oturduk, ofice eğlencesi yapıyoruz güya. rehabilitasyon merkezi gibi burası.

birileri sos oynuyor, birileri kitap okuyor, birileri netten ispanya turu için fiyat ediniyor, birileri faceebookta (ki o ben oluyorum) pet society, Chain RXN oynuyor falan filan…

niye diycekseniz, iş yok şu an ve bundan önceki anlarda da. bir ara sıkıntıdan kalktım ofiste yaşayan Golden Efes’i taradım, ona da söyledim, “senin baban yapımcı ama bu iş tutmıycak, rızkınla oynuyorlar oğlum, bak şimiden ihmal ediliyorsun, kaçıncı kez aynı yerden tarakla geçtim, bak hala avuç avuç tüy geliyor”. Sonra Efes’le bakıştık, Efes’in gözleri doldu, dayanamadım ; “tamam yavrum ben senin için çalışıcam” dedim.

senaryonun 15. kez değiştirilmesini bekliyoruz burda ekipçe. Sinema filmi diye özeniyorlar, ama bugün iki replik veriildi bana: “bi kontrol eder misin bu replikler senaryoda var mı; yoksa ekliycem” nasıl yani::S kim yazıyor ki bu senaryoyu. insan yazdığını bilmez mi. ben tabii yine her zamanki çok bilmiş tavrımla, repliklere bir göz attım, hafif çenemi havaya kaldırdım, gözlerimi çok açmadan “hayır bunlar yok” dedim. özgüvenime hayran kalıyorum böyle durumlarda. olsun yine de bir kontrol et denildi, iyi dedim, zaten başka da bir işim yok, ettim. nitekim yine haklı çıktım yoktu. o an dilim “hayır bunlar yok derken”, iç sesim “bunlardan replik olmaz, sen şiir yaz” dedi. böyle durumlarda hem ikiyüzlü hem de kendimden emin olabiliyorum…

Senaryoyu bir türlü başından beri sevemedim, ne bileyim belki iyi bir senaryo olabilir, ama bana hitap eden bir tarzı yok. kazananlar her zaman kazanmış olabilirler mi acaba? temalı,bir film. sanırım afişinde de “Melekler ve Kumarbazlar” yazısı altında çıkacak 12 puntoyla “kazananlar her zaman kanazmış olabilirler mi acaba?” haaala.

akşama yemeğe misafir de var. Eski yönetmenim Merve bana gelecekti, ama sanırım ben akşama senaryoyu, Merve de beni bekleyecek. sanırım birazdan arayıp, az önceki kendine güvenen fehmi’den eser kalmayarak, eğilip büzülerek özür dileyecek. yani ama bu kadar da olmaz. dün tüm gece sarma sardım, yemek hazırladım bugün burda bu akşam tost yemek…..

herneyse ben çok sıkıldım. arada bir insanlar derler ya “çığlık atıp kaçasım var” diye, ben bunu söylemek değil, direkt eyleme geçirmek istiyorum. şu an odada toplantı başladı…. az sonra Yakut’a devredicem o da hislerini size balmumcu’dan ileticektir….

acaba kazananlar her zaman kaybedermi merak etmekteyim.. aslında merak ettiğim şeyleri yazmaya anlatmaya kalksam işin içinden çıkamam diye korkmaktayım.

o kadar değişik bi şirket havası varki gercekten şaşırmamak büyük ayıp olur.örnekle betimlemek istiyorum ; cips yiyenler,göbeğine vurup ses çıkaranlar,oyuncuları odaya kapatıp filmdeki rolünü anlatanlar vs vs.. şu anda ilgi odağı olmaktan gurur duyuyoruz fehmiyle..akşama süpriz olacak olan bu blog daha basıma girmeden çok ilgi gördü.bunca insan burada film çekme münasebetiyle buluşmuş fakat filmden bi haber konuşmalar olunca iş maksadını yitirmiş hissine kapılmama neden oluyor.5 gün sonra film çekilmeye baslanacakmıs henüz oyuncular belli değil . he ayrıca teknik ekibimizin sevilen arkadaslarından birinin bugun doğum gunuymuş..samimi bi şekilde bizden doğum gununu kutlamamızı istiyor. delimisin arkadasım sen tanısalı iki gun olmuş ben senin doğum gununu kutlarım tabi ama benden samimiyet neden bekliyosun ? peki neden yavuz bingöl’ün sesi tiz ya da bas değil ? bu da bu blog yazılırken duyduğum bir tartışma konusu.evet evet şirketteyiz hala orada konusulan konular.. su anda tek mutlu olduğum konu yukarda mutfakta hazırlanan yaş pasta .. onu yiyip hemen eve gitmek istiyorum..bilmiyorum kaçıncı kez senaryoyu okuyacağım.

bu blogta kah gözyaşı kah kahkaha kah mutluluk kah sinir var..bunu bilerek okuyun beni sevindirin. teşekkür eder yerimi su anda burda bulunup düşüncelerini paylaşmak isteyen bi baska arkadasa bırakmak isterim sevgiler..Yakut

ve yeniden ben….

sonunda  evet, şükrü de patladı, sıkıntılıymış, patlamak üzereymiş….

hep beraber söylüyoruz… sen soktun sen çıkar….

1 yorum:

tugcekanbur dedi ki...

ahahahahahaha...sen soktun sen çıkar!!! hayatımın bu geri kalan kısmında yol gösterici bir ışık olacak bu deyiş..8)