10 Mayıs 09 tarihli Haber Türk Gazetesinde yayınlanan Esin Övet imzalı bir köşe yazısı
“Sağolsun bu haber birçok magazin servisine gittiği halde, onlar çok titiz bir
refleks gösterip ben üzülmeyeyim diye yapmadılar. Ben de herkesi bu dertten
kurtarayım dedim ve yazmaya karar verdim. Magazinci arkadaşlarıma teşekkür ediyorum ama taze bir aşk içerisinde olan yeni çiftimizi de rahatlatmak istiyorum. 14 yıldır bu mesleği yapıyorum. Birçok aşk haberi yaptım. Ama şimdiye kadar kendimle ilgili bir haber yapacağım hiç aklıma gelmezdi. Demek ki, hayatta her şey olabiliyormuş.
Durumu ben boşanmadan bir hafta önce Işın Karaca'nın 'Ah arkadaşım çok üzüldüm. Ne kadar da yakışıyordunuz. Kesin bitti mi, bir daha dönüş yok mu?' diye ağzımı araması ile hissettim. Normalde böyle özel konularda konuşmadığım biri beni neden arasın ki!
Üstelik on yıllık aşkı Erdem Yörük tarafından aldatılmış ve o kadına taciz mesajları çeken bu kadar hassas bir kadın. Bu telefon görüşmesini yaptıktan ve boşanma gerçekleştikten hemen sonra Işın Karaca'nın en en en yakın arkadaşları belli gazeteleri arayıp, "Işın Karaca, Sedat Doğan ile aşk yaşıyor" demeye başladıktan sonra kesin olarak öğrenmiş oldum. Üstelik eski eşim Işın'ın arkadaşları bu haberi yayarken, bu ilişkiyi kabul etmemiş olsa da. Üzüldüm mü? Evet. Hayır dersem yalan olur. Ama benim üzülme nedenim başka. Keşke Işın, beni aradığında "Ya Esin aşık oldum. Bir şeyler hissediyorum. Ben bir sanatçıyım. Deliyim. Bizler her şeyi yapabiliyoruz. Başkasından duyacağına benden duy" deseydi. Yapamadı, yapamazdı da.
Çünkü o yaralı bir kadındı. Çünkü aldatılmış bir kadın olarak egosu ağır basıyordu ve ne yapacağının farkında değildi. Söylenecek çok söz, çok detay var. Ama uzatmayacağım. Şimdi birçok kişi kıskandığım için bu haberi yaptığımı düşünebilir.
Hayır ben tamamen albüm arafesinde olan Işın Karaca'nın bir aşk haberi ile gündeme gelmek için çırpındığını gördüğüm için yardımcı oluyorum. Bir aydır, facebook'a resimler koyup aşk mesajları yazdığı halde kimsenin dikkatini çekemediği için işini kolaylaştırıyorum. Herkes mutlu olsun. Yine, yeni nurtopu gibi bir aşkımız oldu. İnşallah, uzun ömürlü olur!!!
ya kadınların bu durumları her zaman bana Norma Desmond nevrotikliğini çağrıştırır. ben olsaydım bu kadının yerinde ne yapardım bilmiyorum tabii, belki de ben de facebookundaki kişisel iletilerine kadar yazardım. elimde güçlü bir köşem var sonuçta, istediğim kadar rezil edebilirim… bu bir eziklik psikolojisi midir nediy bilmiyorum ama yapabilirdim; ya da bir magazinci olarak, sadece isimleri verip yeni bir ilişkiye başlamışlar diye yazı yazardım ama sanırım bu daha ezik olurdu.
şöylesi daha makul geliyor bana: “allah belanı versin Işın, sen çekemiyceksin bu adamı, duş almadan sevişmeye girişmesine ne kadar katalanabileceksin, ya da tuvalete gidene kadar kaç kez salonda osurduğunu biliyor musun, ben siz ayrıldığınızdan beri her masaya oturuşumda, bir salata tabağı makarna yiyip, desperate housewives izlerken 3 tane büyük toblerone yemeye başladım haberiniz var mı, allah belanızı versin e mi” diye yazmış da olabilirdim. hatta bunları yazarken yıldız tilbe’den “senin de yüreğin yansın başka ellerde mum gibi, çaresizlik ayrılmasın kapından köle gibi” şarkısını dinleyebilirdim… hatta şarkının sözlerini de köşemin altına copy paste yapardım…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder