Pek Patthy Diphusa olamıyorum. benden adam olmaz baba, benden adam olmaz anne cümlelerini yıllar önce kurmuştum; nedense bugünlerde yeniden ergenlik çağımdaki problemler hortladı. rock müzik falan dinlediğim yok; ama “niye varım”, “amaç ne” , “bu hengamemiz niye” gibi sorularla boğuşuyorum.
hiç sevmediğim konular aslında bunlar. sadece “so what” demek istiyorum. yani bunların cevapları verilince ne olacak? her şey daha mı güzel olacak hayatımızda. Asiye konuşabilecek mi; ya da Asiye bana “baba” diyebilecek mi? O şiiri biliyor musun, o kitabı okudun mu, aaaaaaa Jane Birkin’in Serge Gainsbourg’un sevgili olduğunu bilmiyordun ne ayıp ne ayıp… bunları da bildiğimizde ne oluyor sanki, hadi sanatçısın falan filan bilirsin bazı şeyleri ödül almak için filan, e ödül alınca ne oluyor?
Günde 20 saat çalışırsın, aman trafiğin güzel olsun, aman devamlılık atlamasın, sonra yönetmen der ki “bu ceketi beğendim fehmi, değiştirin”… “amaaaaa devamlılığa girdi ….hanım/bey”, “olsun başka verin”…. “peki ben ne diye burada zamanımı öldürüyorum, peki bana niye para veriyorsunuz; ben niye para kazanıyorum?”.
öyle abuk subuk günlerdeyiim. anlamsız bir vicdan muhasebesi de yapıyorum nedense. kimi kırdıysam, gidip özür dilemek gönüllerini almak istiyorum, herkesle azar azar vakit geçirmek istiyorum, hayatıma giren herkesle bir bardak kahve içmek istiyorum. kahveler termosda olsun, biz sahilde olalım istiyorum. ayrıca hayatım boyunca sadece tavuk besleyip altlarından yumurta almak ve maydonoz yetiştirmek istiyorum.
annem hala telefonda iç çekip cevap veriyor: “biz seni bu yüzden mi okuttuk”… ama diyemiyorum ki okutmasaydın maydonozda mutluluk bulabileceğimi sanmıyorum diye… herneyse, sevgilime emeklilik hayatı yaşattığım için; anneme ve babama da adam olamadığım için özrüm bir borçtur…
1 yorum:
bu yazıyı cerceveletip duvarmı asıcam, ya da tişörtüme bastırıcam, ya da alyansımın arkasına yazdırıcam falan
Yorum Gönder