bana bir cümle söyle dedim “yandım” dedi. dedim bunun neresi cümle, ben bu cümleyle nasıl bir yazı yazayım? yok dedi bu bir cümle, yandım kim yandıım ben yandım, öznesi var yüklemi var o zaman cümledir dedi. iyi tamam dedim konuyu kapattım.
peki yanmak nedir, vikipedia’ya göre “Birleşimindeki karbon nedeniyle ısı ve ışık yayarak kül olmak.” demektir. yıllar önce yankı kelimesinin de yanmak fiilinden türediğini öğrenmiştim bundan dolayı da şaşırmıştım.
peki bu etimolojik ve dilbilimsel açıklamaların burada işi ne diyecek olursanız, inanın ki can sıkıntısı. ya da rehavet bunalımı diyebiliriz. aslında son bir kaç aydır rehavet bunalımı yaşamıyorum. düzensiz işler, sevgili ile problemler, Asiye’nin azması, babamın seçimi kaybetmesi, gün be gün azalan bankadaki bakiyeler vs…. iç açıcı bir tablo yok açıkçası.
ayrıca her gün akşam üzeri Asiye ile çıktığımız parka da artık gidemiyoruz, Badem adlı hiç sevmediğim köpek türü olan Golden’a aşık oldu rahat bırakmıyor Asiye, bu yüzden park değiştirmek zorunda kaldık, ama problem bu değil, 3 güne kadar parkta içtiğim içki stoğum tükeniyor.
sanırım alkolik olma yolunda ilerliyorum. öğleden sonra içmeye başlıyorum, gece yatana kadar devam ediyorum. aslında çok fazla içmiyorum günde 3 ya da 4 bardak viski ya da vodka. hoş sevgilim bu durumdan pek bi rahatsız, zaten son zamanlar da ne yapsam yaranamıyorum, ota boka laf edesi var, etrafta ot bok yok, onun yerine ben varım, bana söyleniyor. bunun için sanırım farklı bir başlık açmalı ve altını doldurmalıyım…
herneyse, çok sıkıldım, gidesim var, dönmeyesim yok, fikrim var, eylemim yok… nil tüm insanlığa haykır bi daha ablacığım, ilk paragrafımıza gönderme olsun….
“çoooooooooooooooook canım yanıo, çooooooooooook içim yanıooooo!!!”
teşekkür ederim nilciğim iyi ki varsın!