28 Nisan 2010

Şımarıklığım….

Şımarıklığı sevmem aslında ama şımarığın allahıyım bir taraftan da. Hayat bana tüm nimetlerini sunmasa da, ortalamanın üstünde sundukları var. asla sunduklarına ve sunmadıklarına karşı bir söz etmedim, hepsine şükrediyorum; en çok da bana verdiği aileme… genç yaşımda fena olmayan bir kariyer çizgim var, kendi evim var, fena para kazanmıyorum… bunlar insanın isteyeği ilk şeyler ama şımarıklık işte bu durumda devreye giriyor, tatminsizim… mutlu olma tatminsizliği… daha ne isteyebilirdim ki hayattan, bir neden bulup mutsuz olmak an meseli. keşke kibariye konserine gidip mutlu olmayı başaran insanlar gibi olabilsem, ya da ne bileyim taksime çıktığım için mutlu olabilsem.

 

aslında küçük şeylerden mutlu olabiliyorum ben ya bir taraftan da. ne bileyim braunun mutfak robotunu görünce mutlu olabiliyorum, almodovar film çekince mutlu olabiliyorum, evde solmayan bitkilere mutlu oluyorum, ama bir tatminsizliktir aldı başını gidiyor…

 

şımarıklıktan çok çektim, acaba ben de mi çektirmeye başlıyorum….

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Meryl Streep şöyle diyodu bi filmde: Bir sabah gün doğarken uyandığımı hatırlıyorum, ortada bir olasılıklar silsilesi. Yani o hissi bilirsin, değil mi? Ve hatırlıyorum, kendi kendime işte bu mutluluğun başlangıcı diye düşünmüştüm. İşte artık mutlu olmaya başlıyorum. Ve tabi ki bundan daha da fazlası olacak. Ama fark etmemişim işte, aslında o mutluluğun başlangıcı değilmiş. O mutlulukmuş. O anmış mutluluk. Tam o an.