Galatada senelerce senelerce evvel bir klisenin kapısı çalınmış, dışarda sağlam bir yağmur ve hamile bir kadın var. Klisenin kapısını bir rahibe açar içeriye doğmakta olan bir bebek girer, annesi zamanın bittiği yerde kalır. .
uzun süredir, sinemaya bu kadar sık gitmemiştim, eski formuma kavuşmak üzereyim. herşeye vakit ayırmak zor oluyor sonuçta, vakit ayırdığımızda da herşeyi kapsül şeklinde, konsantre bir biçimde alıyoruz; al, yut, yaşamış ol...
büyük şehir buhranı dedikleri şey bu olsa gerek: sabah kalk giyin, saatler süren bir yolculukla işe git, çalış, hızlı bir şekilde öğle yemeğini ye, sigaran tam bitmeden yeniden işinin başına dön, sonra o saatler süren yolun ters şeridini kullan. enerjin varsa bir arkadaşınla ayaküstü yemek ye, ayaküstü bişeyler iç ; ya da ayaküstü muhabbet et.
Sanırım yakın zamanlarda her olayın kapsülü çıkacak "Ayşe ile kahve içme kapsülü" Ayşe ile kahve içmek istediğimiz zamanlar, ya da sohbet etmek istediğimiz zamanlarda"Ayşe ile sohbet kapsülü" imdadımıza yetişecek.
"uzak ihtimal" mi? Hayır değil. Aslında tam anlamıyla konu da bu değil...
Galata'ya tayini çıkan Musa bir müezzindir, Galata'da bir lojmona yerleşir ve hemen yan komşusu olan Clara'dan hoşlanır, Clara ise senelerce senelerce önce Galata'da doğmuş bir İtalyandır.
Ah be Musa sırf Clara'yı mutfak penceresinde bir an görebilmek için saatlerce aynı tabakları yıkaman(zaten 3-4 tabağın var), tüm titirlerinden sıyrılıp sırf Clara'ya yakın olabilmek için kliseye gitmen, onunla tesadüfen karşılaşıyor izlenimi vermek için köşe başlarında beklemen, yemeğe Clara gelecek diye bin saat ne giyeceğini düşünmen.... iyi de Musa niye elini tutmadın gitme diye, niye söylemedin sevdiğini, niye zamanı değildi, niye yaşayamadın sen de?
Kimbilir, belki de Musa yaşadı biz tükettik. Belki de Musa aşk denilen şeyi iliklerine kadar hissetti aşk ile yaşadı, biz ise sadece aşkı tükettik...
Bazen seneler sürmesi gereken şeyi bir günde kazanabiliyoruz. Peki kazancımız ne, hemen yaşamak mı? kapsül ilişkiler mi yaşıyoruz, alıyoruz yutuyoruz yaşadık sanıyoruz etkisi bitince bir daha mı istiyoruz? Her şey bu kadar mı? al, tüket... biriyle el ele tutuşabilemk için aylarca fırsat kollamak mı, yoksa bir gecede sevişip bitirmek mi? kafam çok karışık yawwww...
sanırım filmin adının "uzak ihtimal" olması da burdan geliyor, günümüze oldukça uzak... ama bir gitme kal deseydin be Musa, bir elini tutsaydın Clara'nın....
14 Ekim 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Böyle bi yazıya yapılacak en kısa yorum "nerde o eski bayramlar" olur heralde...Bitip bilmiyo bu nerde o ....ler. Yani sanırım bu laf her kuşak tarafından tekrarlanıyo...Hal böyle olunca bir sürü acaba sorusu sormaktansa,herşeyin değiştiğini kabullenerek adapte olmaya çalışılmalı...Gücümüz yetsede herşeyi sindire sindire yaşasak ,özümsesek...Eğer şu zamanda kapsüle indirgenmiş,anlık hazlar makbulse bunun iyisini kullanmaya çalışılmalı,kapsülleri tedavülden kaldırmaya uğraşmakla değil...
filmi izlemeden sonunu tahmin etmis oldum eksik olma
Yorum Gönder